Sonunda Oscar’ı Kazanan ve Iron Man ile Gönlümüze Taht Kuran Robert Downey Jr.’ın Trajik Hayatı
Robert Downey Jr., gerek oyunculuğu gerek kişiliği ile birçok insanın gönlünde taht kurmuş bir oyuncu. Kendisini ilk tam olarak tanıdığımız yer ise Marvel Sinematik Evreni’nin ilk filmi olan 2008 yapımı Iron Man oldu.
Bu film onun popülerleşmesini sağlamıştı ancak oyunculuk anlamında ders verdiği ilk önemli filmi Chaplin idi. Kendisi 1992 yapımı bu filmde unutulmaz aktör Charlie Chaplin’e hayat vermiş, Oscar’a aday olmuştı.
Marvel macerası ise bu yükleşinden tam 16 yıl sonra gerçekleşti. Ve bugün ise artık Oscar’ı da kazandı. Oppenheimer’daki rolü ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünün sahibi oldu. Peki, Downey, bu günlere kadar nasıl geldi?
Robert Downey Jr. kimdir?
Robert Downey Jr. 4 Nisan 1965’te Manhattan, New York’ta doğru. Eşi Susan Downey ile 2005 yılından beri evliler ve Exton Elias Downey ve Indio Falconer Downey isimli iki çocuğa sahipler. Elbette bu küçük detaylar onun hayatının şimdiki hâli, geçmişi ise oldukça karmaşık ve trajik.
Robert Downey Jr.’ın hayatı:
Robert Downey Jr., doğumundan itibaren ailesi başta olmak üzere birçok sebepten dolayı çalkantılı bir hayat geçirdi. Babası bir uyuşturucu bağımlısıydı ve bu yüzden henüz 6 yaşındayken uyuşturucu ile tanıştı, 8 yaşında ise Robert’ın kendisi de bir bağımlı hâline gelmişti.
Gençlik yılları ise bu bağımlılık ile geçti. 1984 yılında Sarah Jessica Parker ile tanıştı. İlişkileri, Downey’in bağımlılığı yüzünden sonlanana kadar 7 yıl sürdü. Kendisi o dönem ufak tefek televizyon dizilerinde rol almaktaydı ancak fazla ünlü değildi. 1991 yılında Jessica ve Downey ilişkilerini sonlandırdılar ve bu da Downey’i tamamen bir yokuşa sürükledi.
İlişkisinin bitmesiyle başlayan hayatında biriken yığınlar bir çığ hâline geldi. Gitgide bulaştığı suçlar, bağımlılığı… Geleceği hiç de parlak görünmüyordu. Bu yolculuğu onu hapishaneye kadar sürükledi. 1997 yılında birçok suçtan hüküm yedi.
Hapishanedeyken o kadar kötü dayak yemişti ki iki kere kendi kan havuzunun içerisinde uyandı. Downey bu durumu “Parmaklıklar ardındayken yaşadığım en kötü şeyleri size asla anlatamam.” şeklinde ifade edecekti.
Hapisten 2001 yılında çıktı, ancak işler o zaman da düzgün gitmiyordu, eşi Deborah Falconer da onu terk etmişti. Ne cebinde beş kuruşu ne de ona destek olacak bir ailesi vardı. Günlerini pizza tavalarını ovalayarak para kazanmaya çalışarak geçiriyordu.
Ancak 2003 yılında Downey için her şey değişti, güçlü bir kadınla tanıştı ve ona âşık oldu. Downey, eninde sonunda Susan isimli bu kadına evlenme teklifi etti, Susan da ona “Eğer uyuşturucuları bırakmazsan seninle asla evlenmem.” dedi. Downey bunun üstüne sıkı bir azimle 2 yıl gibi bir sürede uyuşturucu batağından kurtuldu.
2005 yılında Susan ve Robert dünya evine girdiler, gerisi ise tarih yazıcı nitelikte oldu. Robert Downey, bu evliliğin ardından sinemaya geri döndü ve belki de modern zamanların en tanınan simalarından birisi hâline geldi. Nerede zeki bir adam rolü varsa üzerine yapıştı. Tony Stark ve Sherlock Holmes karakterleri onu unutulmazlar arasına soktu.
Özetle, bir batak içerisinde doğan Downey’nin hikâyesi bizlere, hayat ne kadar zor olursa olsun asla umudunuzu kaybetmemeyi öğretiyor: